Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs, son olarak Türkiye’de de görüldü. Her şeyden önce, ülkemizin ve dünyanın bu salgını en kısa sürede ve en az zararla atlatmasını temenni ediyorum. Bu yazıda, korona virüsün yayılmasının teknolojik gelişmeye olan etkisi ve yeni nesil teknolojilerin bu salgınla baş etme konusunda bize nasıl faydalar vadettiği üzerinde durmak istiyorum.
Korona virüsün hızla yayılmasıyla, birçok ülke radikal tedbirler almaya başladı. Bunların çoğu sınır kapatma, izolasyon, kalabalık toplantıları engelleme, hijyen koşullarını iyileştirme gibi, aslında insanlığın salgınlar karşısında yüzlerce yıldır alageldiği tedbirlerden oluşuyor. Fakat günümüzde, küreselleşmenin vardığı nokta ve dünya nüfusunun muazzam miktarlara ulaşması gibi etkenler sebebiyle, virüs hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyor ve geleneksel salgın tedbirleri yetersiz kalıyor. Bu durum gösteriyor ki, 21. yüzyıl dünyası sorunlarına, yine 21. yüzyıl imkanlarının vadettiği çözümler gerekiyor.
Bu konuda en proaktif yöntemlere yönelen ve yapay zekâ, robotik gibi yeni nesil teknolojileri etkin bir şekilde kullanma çabasındaki ülkelerden biri Çin. Örneğin, Çin’de geliştirilen robot, normalde sağlık personeli tarafından gerçekleştirilen muayene ve tetkik gibi birçok işlemi, uzaktan kontrol ile gerçekleştirebiliyor. Böylece sağlık görevlileri, hastalığa yakalanma riski olmadan görevlerini yerine getirebiliyorlar.
Çin polisi, arttırılmış gerçeklik teknolojisiyle geliştirilmiş kasklar yardımıyla, sokaktaki vatandaşların 5 metre uzaklıktan yüksek ateş belirtisi gösterip göstermediğini kontrol edebiliyor.
Çin’in, salgınla mücadele kullandığı teknolojik çözümler bununla sınırlı değil. Temassız etkileşim ve nakliyeye imkân sağlayan araçlar, termal kamera ile donatılmış dronlar, gelişmiş yüz tanıma sistemlerinin hastalık teşhisinde kullanılması gibi, birçok teknolojik araç aktif bir şekilde kullanılıyor.
Bütün bunları göz önüne aldığımızda, korona virüs salgınının yapay zekâ ve robotik temelli yeni nesil teknolojilerin hayata geçirilmesi için bir itici güç yarattığını söyleyebiliriz. Salgının oluşturduğu koşullar, bu teknolojileri temel alan uygulamaların yaygınlaşmasını da hızlandırıyor. Daha önce verimlilik, istihdam kaybını önlemek ve yatırım maliyetinin yüksekliği gibi çeşitli sebeplerle, yeterli teknik altyapıya sahip olunmasına rağmen hayata geçirilmeyen uygulamalar, salgınla mücadele edebilmek için hızlı bir şekilde kullanılmaya başlandı. Korona virüs salgınını -dilerim ki en yakın zamanda- atlatılacak fakat bu teknolojilerin uygulamaya geçirilmesi sayesinde elde ettiğimiz tecrübe ve birikim kalıcı olacak.