Dijital Ekonomi
1990’larda hayatımıza dijital ekonomi diye bir kavram girdi. 90’ların başında bu kavram internet altyapısını mümkün kılan teknolojilerin oluşturduğu yeni pazarı ifade ediyordu. 90’ların ortasına geldiğimizde internet reklamlarının yarattığı değer bu kavrama dahil oldu. 2000’lerde internet üzerinden perakende satışın yaygınlaşmasıyla e-ticaretin dijital ekonomi kavramına dahil olduğunu gördük. 2000’lerin sonunda dijital ekonomi internet üzerinden alınan hizmetler; mobil uygulamalar, film-dizi platformları, bulut tabanlı hizmetlerle birlikte inanılmaz bir ivmeyle büyüdü. 10 yıl önce var olmayan uygulamalar ve dijital servisler artık hayatlarımızın vazgeçilmezi. 20 yıl içerisinde, insan yaşamının 4’te 1’i kadar bir sürede, yoktan var olan bir sektörden bahsediyoruz ve bu dijital servislerin oluşturduğu ekonominin büyüklüğü gelişmiş ülkelerde toplam GSYH’nın %7’sini oluşturmakta ve sektörel bazda bu büyüklükle, tarım, eğitim, ulaşım, perakendecilik, madenciliğin önünde yer alıyor.
2025 yılına gelindiğinde dijital ekonomi dünya GSYİH’nın %24’ünü oluşturacak. (Başka bir deyişle 2025’e geldiğimizde dijital ekonominin büyüklüğü ABD GSYH’sına bedel olacak.)
Dijital ekonominin ne kadar önemli olduğundan ve potansiyelinin ne kadar büyük olduğundan bahsediyorsak, oldukça basit bir temel faktör her şeyi açıklıyor: Bir sonraki 1 milyar kullanıcı, tüketim tercihlerini dijital ortamda yapacak. 2000 sonrası doğan Z nesli, hemen hemen her şeyi dijital ortamda gerçekleştirmeye alışkın, bu konuda en ufak bir tereddüt bile duymuyorlar. Bu bağlamda dijital ekonomide büyük bir potansiyel var.
2025 yılına gelindiğinde dijital ekonomi dünya GSYİH’nın %24’ünü oluşturacak.
Gelişen dijital ekonomi, birçok dijital dönüşüm teknolojisiyle yakından ilişkili ve verilerle destekleniyor.
Bir sonraki yıkıcı dönüşümün ne olduğunu tam olarak kestiremesek de bu dönüşümün dijital ekonomiyi şekillendiren teknolojilerin mümkün kılacağı bir dönüşüm olacağını tahmin edebiliriz.
Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı Kurulması & Geleceğin İstihdamı:
Sayın Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz hafta açıkladığı yeni ekonomik reformlarda, bir “yazılım ve donanım endüstrisi başkanlığı” kurulmasını planladıklarını açıkladı. Bu dijitalleşen ekonomi ve dönüşen yetkinlikler bakımından çok anlamlı bir atılım. Öyle ki,
- 2025 yılına gelindiğinde iş gücünün %50’sinin yeniden eğitilmesi gerekecek.
- 2025 yılına geldiğimizde dünya genelinde 86 milyon personel farklı bir işte çalışacak.
- Dijital ekonominin yarattığı yeni meslekler küresel ölçekte 96 milyon kişiye ek istihdam sağlayacak.
- Önümüzdeki 5 yılda günümüzdeki mesleklerin %3’ünün yerini yapay zeka destekli robotik otomasyon alacak.
- Türkiye’de bin kişi başına 2 yazılım geliştirici düşüyor.
- Türkiye 100 binden fazla geliştiriciye sahip Avrupa ülkeleri arasında geliştirici artış hızı en yüksek ikici ülke.
- Türkiye yazılım geliştiricileri sayısında Avrupa’da 12. sırada
- Gelecekte en çok ihtiyaç duyulacak yazılım dilleri, Python, JavaScript, Java ve C# olacak
Dijital Para:
Dijital para merkez bankalarından bağımsız ve kontrolü dağıtılmış bir teknoloji olarak hayatımıza girdi. Teknolojik gelişmeler sayesinde piyasaların dijitalleşmesi ve son olarak da Covid-19 salgınıyla dijital para ve kripto para kullanımı oldukça hareketlendi. ABD, Çin, İsviçre, İngiltere, Japonya gibi ülkelerin yanında ülkemiz de en çok bitcoin ve altcoin alım-satımının yapıldığı ülkeler arasında.
Pek çok ülke dijital para alanında yasal düzenlemeler konusunda harekete geçmiş durumda. Mısır, Fas, Cezayir gibi ülkeler dijital para kullanımını yasaklamış durumda. Avrupa Birliği ve Birleşik Devletlerdeyse dijital para kullanımının regülasyonu ve vergilendirilmesi konusunda hali hazırda çalışmaların olduğunu görüyoruz.
- Araştırmalara göre Türkiye’de yaşayanların %16’sı en az bir kez dijital para kullanmış veya dijital paraya sahip olmuş.
- Kişi başına düşen kripto para kullanımında Türkiye dünyada 4. sırada
- En çok kullanılan dijital para olan Bitcoin’in pazar payı 1 trilyon doların üzerinde
- Dünyadaki merkez bankalarının %60’ı kendi kripto paralarını oluşturmak üzerine çalışmakta.
Dijital Para ve Güvenlik:
Güvenlik açısından ne vadediyorlar? Söz konusu dijitalleşme olunca, işin içine bir de para girince “Peki ya güvenlik?” sorusu akıllara geliyor. Blok zinciri gibi şifreli bir muhasebe kaydı tutması nedeniyle kripto paralar siber saldırılara karşı daha güçlü ve güvenli konumlanıyorlar. Tek bir veri depolama merkezi olmaması da güvenliğini artırıyor. Dijital para işlemlerine ait bilgiler ise merkezi ağlarda saklanıyor. Bu sistemlerin olası siber saldırılara, arızalara veya kesintilere karşı güvenli ve dayanıklı olması planlanıyor.
Öyle ya da böyle dijital para yarışı çoktan başladı. Kripto para piyasası da pek çok insan için dolar-avro fiyatları gibi günlük olarak takip edilecek değerler listesine girdi. Kısacası teknoloji cebimize girdiğinden beri, kelimenin tam anlamıyla cebimizi de dönüştürüyor!
Dijital paralar protokolleri gereği merkezi otoriteye ihtiyaç duymadan güven sağlayabilen mekanizmalara sahip. Fakat dijital gerçek para ile paraların alımını sağlayan aracı kuruluşlar var ve bu aracı kuruluşların kullanıcıları mağdur ettiklerini daha önce deneyimledik. Bu bağlamda yeni çalışmalar ile bu noktadaki regülasyonların daha da genişleyeceğine ve Türkiye’de dijital paranın daha da güvenli olacağına inanıyorum.